Dünya nüfusundaki artış ve gıda talebi sonucunda oluşan yeterli miktarda, kaliteli, sağlıklı gıda üretim ve tüketimi ihtiyacı ülkelerin dışarıya bağımlı olmaksızın karşılama isteği, devletlerin tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik politikalar geliştirmelerine ve desteklemelerine neden olmaktadır. Hayvancılık, gıda üretiminin yanında kırsal alanların ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve kırda hayat standardının yükseltilmesi açısından da önem taşımaktadır. Kırklareli ve çevresi koşullar dahilinde hayvancılığa elverişli bir yer.


Kara hayvanlarında yetiştirilen hayvan türü ve yetiştirme şekli; doğal çevre şartları (iklim, yeryüzü şekilleri, bitki örtüsü vb.), gelişmişlik düzeyi, hayvancılık politikaları, beslenme alışkanlıkları, kültür-inanç gibi faktörlere bağlı olarak bölgeden bölgeye değişmektedir. Kara hayvanları; sığır ve manda gibi büyükbaş hayvancılık, koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvancılık, domuz, tavuk, hindi ve kaz gibi kümes -kanatlı- hayvancılığı olarak sınıflanmaktadır. Hayvansal gıdaya göre; süt sığırcılığı, et sığırcılığı, yumurta tavukçuluğu, et tavukçuluğu olarak da adlandırılmaktadır.


Büyük ve küçükbaş hayvancılık faaliyetleri yapılış şekillerine göre; geleneksel mera (otlak) hayvancılığı ve modern ahır hayvancılığı (besicilik) olarak ayrılmaktadır. Geleneksel mera hayvancılığında , daha az emek ve para harcanmakta ve hayvanlar otlaklarda otlatılmaktadır. Dolayısıyla, yıldan yıla değişebilen et ve süt verimi düşüktür. Et ve süt verimi yağışa bağlı olarak otlakların gürleşmesiyle artmaktadır. Mera hayvancılığında yağış şartları ve otlakların dağılışına bağlı olarak gür otlaklarda (çayırlarda) büyükbaş hayvancılık, bozkırlarda (zayıf otlaklarda) da küçükbaş hayvancılık yapılır. Manda sulak alanlarda, keçi engebeli, dik arazilerde, dağ ve orman köylerinde yetiştirilmektedir. Mera hayvancılığı; doğal çevre şartları, ekonomik ve kültürel nedenlere bağlı olarak belirli bölgelerde yapılmaktadır. Bilimsel yöntemlerle yapılan modern ahır hayvancılığı (besicilik ); doğal çevre şartlarına bağlı kalmadan ahırlarda modern usullerle ve yüksek verim almaya yöneliktir. Otlakların hızla azalması, nüfus artışı ve şehirleşmeye bağlı olarak hayvansal gıda talebinin artması, modern ahır hayvancılığının gelişmesine neden olmaktadır. Geleneksel tarzda (geçim tipi) kümes hayvancılığı yerini zamanla modern (ticari) kümes hayvancılığına bırakmıştır. Modern kümes hayvancılığı, endüstriyel üretime uygunluğu ve beyaz etin görece düşük fiyatı nedeniyle hayvansal protein ihtiyacını hızla artan oranda karşılamaktadır. Kırmızı et arzındaki yetersizlik, kanatlı et üretim çiftliklerinin hızla çoğalmasına neden olmaktadır. Modern kümes hayvancılığında en çok yetiştirilen tavuktan elde edilen, yumurta ve et tavukçuluğu olarak iki şekilde yapılmaktadır.


Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre sağlıklı bir insanın vücut ağırlığının her kilogramı için günde 1 gr. protein tüketmesi ve bunun da %42’sının et, süt ve yumurta gibi hayvansal kökenli olması gerektiğini belirtmektedir. İnsanın büyümesi ve gelişmesi için gereken sekiz adet aminoasit sadece hayvansal kökenli proteinlerde yeterli miktarda bulunmaktadır.


Dünya genelinde kişi başına ortalama günlük protein tüketimi 80 gramdır. Bunun 32 gramı hayvansal kaynaklı proteinlerden karşılanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde protein ihtiyacının hayvansal gıdalardan karşılanma oranı %20’lerdeyken; gelişmiş ülkelerde %65’lere kadar çıkmaktadır. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, son yarım yüzyılda, gelişmiş ülkelerde süt tüketimi 4 kat, et ve balık tüketimi 3 kat, yumurta tüketimi 5 kat artmıştır.


Hayvansal gıdalara olan talebin artması, gıda üretimine yönelik hayvancılık faaliyetlerinin geliştirilmesine neden olmaktadır. Ancak hayvansal kaynaklı gıdaların fiyatları daha yüksektir. Bunun nedeni, hayvansal kaynaklı gıdaların bitkisel kaynaklı gıdalara oranla daha yüksek maliyet ve daha karmaşık bir üretim planının olmasıdır.


Türkiye’de iklim, yeryüzü şekilleri, bitki örtüsü ve kültürel özellikler birçok bitki ve hayvan türünün yetişmesine ve nüfusun yeterli ve dengeli beslenmesine etki etmektedir.



Hayvan sayısı, birinci ve ikinci dünya savaşı yılları dışında, 1980’li yıllara kadar sürekli artmış ancak sonrasında göçler ve terör nedeniyle azalmıştır 2000’li yıllarda hayvan sayısı yeniden artmaya başlamış; 2014’de toplam büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı 57.275.238’e ulaşmıştır. %26’sı sığır cinsi/büyükbaş, %74’ü küçükbaş). Ayrıca %98,6’sı tavuk, %1 hindi, %0,3 kaz, %0,1 ördek bulunmaktadır. %97,3 yeni tip kovan ve %2,7 eski tip kovan bulunmaktadır.