Anahtar Parti Kırklareli İl Başkanı Polat Sezer, kamuoyunu derinden etkileyen son gelişmeler üzerine yazılı bir açıklama yaparak, “Terörsüz Türkiye” adıyla başlatılan yeni süreci eleştirdi. Sezer, sürecin milletin bilgisi ve rızası dışında ilerletildiğini savunarak, referandum talebinde bulundu.

Teşkilat Başkanı Kırklareli’de
Teşkilat Başkanı Kırklareli’de
İçeriği Görüntüle

Polat Sezer açıklamasında, “1999’dan bu yana bu sorunu çözme yetkisine sahip olanlar neden bu kadar yıl bekledi? Şimdi ne değişti? Sizi bu çözüme kim, neyin karşılığında mecbur etti?” sorularını yöneltti. Ekonomik krizin gerekçe gösterilerek, terörle bağlantılı finans kaynaklarına göz yumulup yumulmadığını da sorgulayan Sezer, bu yaklaşımın milletin onuruyla bağdaşmadığını belirtti.

Anahtar Parti olarak barışa karşı olmadıklarını, ancak barışın adaletle, milletin iradesiyle ve açık şeffaf süreçlerle sağlanabileceğini ifade eden Sezer, hükümetin geçmişte sert şekilde karşı çıktığı uygulamaları bugün savunur hale geldiğini söyledi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: Anahtar Parti olarak sürece dair en büyük endişemiz, hükümetin siyasi sicilidir. Dün sert şekilde karşı çıktıkları ne varsa, bugün aynılarını savunarak milletin karşısına çıkıyorlar. Bu yüzden soruyoruz: Bu değişimin sebebi nedir? Kim sizi neyin karşılığında bu çözüme mahkûm etti?

Barış, ancak milletin rızasıyla olur. Ama bugün barış denilen süreç, şehitlerin aziz hatırası görmezden gelinerek, milletin iradesi sorulmadan yürütülüyor. Biz diyoruz ki: PKK’dan esirgemediğiniz tebessümü, bu ülkenin evlatları için endişelenenlere de gösterin.

Milletin ferasetiyle dalga geçer gibi “müjdeli haber” açıklıyorsunuz. Hangi müjde bu? Dağlarda Kürt çocuklarını bile öldürmüş bir örgütün, sözde barış metinlerini kongreyle duyurması mı? Şehit analarına verilen bir akşam yemeğiyle toplumsal rıza oluşturamazsınız.

Biz Anahtar Parti olarak, barışa karşı değiliz. Ama barış; adaletle, milletin bilgisiyle, rızasıyla sağlanır. Milletin iradesi olmadan atılan her adım eksiktir. Şehitlerimizin emaneti başımızın tacıdır.”

Sezer, sürecin toplumsal meşruiyet kazanması için milletin doğrudan söz sahibi olması gerektiğini belirtti. Bu nedenle referandum çağrısını yineledi: “Eğer bedeli millet ödediyse, kararı da millet verecektir. Referandum istiyoruz.”

Kaynak: Haber Merkezi