Eğitim İş Sendikası Kırklareli şube Başkanı Yasemen Işık Sayılgan, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımla, ‘Devlet okulları yobaz ağırlama merkezleri değildir’ dedi. Eğitim İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu yaptığı basın açıklamasında, Arnavutköy Korkmaz Yiğit Anadolu Lisesi’nde bir öğretmenin, öğrencilere din propagandası yaptığını dile getirdi. Bilim yuvası olması gereken okullarda, böyle faaliyetlere izin verilmemesi gerektiğini belirten sendika, suç duyurusunda bulunacağını ve durumun takipçisi olacağını açıkladı. Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Eğitimi, birbiri ardına imzalanan uygunsuz protokollerle,
sivil toplum kuruluşu görünümündeki tarikatlara ve cemaatlere açan zihniyetin,
devlet okullarında din istismarı yapmasının ve hatta bu konuda öğrenciler
üzerinde baskı kurmasının son örneği İstanbul'da yaşanmıştır.
İstanbul Beşiktaş'taki Arnavutköy Korkmaz Yiğit Anadolu Lisesi’nde,
çeşitli tarikat ve cemaatlerle ilişkisi olduğu bilinen Yaşar Alptekin, bir
etkinliğe konuşmacı olarak getirilmiş ve çocuklara dini propaganda yapmıştır.
Müftülüğün talebiyle, kaymakamlığın onayıyla, öğrencilerimiz önüne yetkinliği
ne olduğu belli olmayan bu şahsın çıkarılmasının hiçbir haklı gerekçesi
olamaz.
İmam ve müftü vekilinin de bulunduğu etkinlikte “Kadına para verirsiniz,
uyuşturucuya para verirsiniz. Sizi cehenneme götürecek ne kadar çok şey varsa
parayla” diyen Alptekin’in sözlerine öğrenciler tepki gösterince “Genelev
kadınında bahsediyorum” dediği basına yansımıştır.
Eski bir oyuncu olması dışında hiçbir meziyeti olmayan birinin, akıl sağlığının
yanı sıra, Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla söyleşi adı altında
öğrencilerle bir araya getirilmesi sorgulanmaya muhtaçtır.
Türkiye Cumhuriyetinin geleceği olan çocuklarımıza yönelik böyle bir etkinlik
düzenlemenin pedagojiyle, bilimle, vicdanla yan yana gelir bir tarafı yoktur.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş amacından uzaklaşarak MEB’le birlikte
eğitimin laik yapısını ortadan kaldırmaya, eğitimin dini esaslara göre
şekillendirilmesini sağlamaya yönelik girişimleri özellikle son dönemde
yoğunlaşmıştır.
Ancak bilinsin ki bu ülkedeki her çocuk için laik, bilimsel, kamusal eğitimi
savunan Eğitim-İş olarak biz, bunun karşısında dimdik duracağız!
Başöğretmen Atatürk'ün bize emanet ettiği yeni nesiller, sahipsiz değildir! Bu
skandala sebep olanlar hakkında derhal soruşturma açılmalı, bilim yuvası olması
gereken okullarımızda böyle faaliyetlere izin verilmemelidir.
Bu skandallara karşı suskun kalacak ya da bunu münferit göstermeye çalışacak
MEB yöneticileri bilsin ki, bu gericiliğin sistematik olduğunun farkındayız.
Cezasızlık, bu tür yeni skandalların patlak vermesini beraberinde getirecek,
yurdun dört bir yanındaki gericiler için dolaylı teşvik anlamı taşıyacaktır.
Her fırsatta "Çağı yakalama" nutukları çeken Bakanlık, bu skandalların
bir parçası olmak istemiyorsa derhal gereğini yapmalıdır.
Eğitim-İş olarak bu rezalete sebep olanlar hakkında suç duyurusunda
bulunacağımızı ve konunun takipçisi olacağımızı belirtiyoruz.”