TEMA Vakfı Lüleburgaz Yeni Mahalle Sorumlusu Sibel Kocaman, Dünya Arı Günü kapsamında önemli bilgiler paylaştı. Kocaman, insanların arılarla olan dostluğunun M.Ö. 7000 yıllarına kadar uzandığını belirterek, o döneme ait mağaralarda bal yapan arı figürlerinin bulunduğunu söyledi.
Arıların ekosistemdeki kritik rolüne dikkat çeken Kocaman, "Ufacık bir canlı, tüm yaşamı etkileyip canlıların bu dünyada yaşamalarına yardımcı oluyor. Bize bal gibi müthiş bir tatlıyı sunan bu minik canlı, uçarken yaptığı tozlaşma ile dünyada yeşilin devam etmesine sebep oluyor" dedi.
TEMA Vakfı olarak uzun yıllar boyunca okullarda arılar hakkında eğitimler verdiklerini belirten Kocaman, arılarla ilgili şu bilgileri paylaştı:
Arılar kırmızıyı göremez, ancak insanların göremediği renkleri görebilirler.
Dünyada farklı bölgelerde yaşayan 24 arı ırkı vardır ve her birinin farklı özellikleri bulunur.Bazıları hırçın, bazıları uysal, bazıları ise temiz ve titizdir.
Arılar 2 kilometre uzaktaki çiçeğin kokusunu alabilirler ve en sevdikleri çiçekler arasında portakal, söğüt, böğürtlen, ayçiçeği, yonca, gelincik ve papatya yer alır.
En uzun yaşayan arı, anne arıdır ve arı sütü ile beslenir. Arı sütü mucizevi bir besin kaynağıdır.
Bir arı, kısacık ömrü boyunca insanlar için sadece bir çay kaşığı kadar bal üretebilir.
Kocaman, tarım ilaçlarının arıların en büyük düşmanı olduğunu vurgulayarak, bu ilaçların hem arılara hem de insanlara zarar verdiğini belirtti. TEMA Vakfı olarak arıların korunması ve ekosistemin devamlılığı için çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.
Haber: H. Murat Taner
