Kırklareli’de vatandaşların -en azından komşularımın- zamanla televizyondan uzaklaştığını görmek beni mutlu ediyor. Çünkü televizyon dizilerinde artık şiddet meşru bir hale geliyor. “Toplumsallaşma, genel olarak, bireyin içinde yer aldığı grubunun normlarını, değerlerini, tutumlarını ve karakteristik dilini edinmesi yönündeki etkileşim sürecine gönderme yapar. Bu kültürel öğelerin kazanılması sırasında, bireysel kişilik oluşur ve şekillenir.

“ Günümüz modern dünyasında bu etkileşim süreci teknoloji aracılığıyla sağlanmaktadır ve bu bağlamda en etkili araç, televizyondur. “Televizyon, toplum içerisinde belli işlevlere sahiptir. Günümüzde birçok şeyin televizyon aracılığıyla kısa sürede öğrenilebilir duruma gelmesi eğitsel işlevinin bir göstergesidir. Eğlence ve show programları aynı zamanda dizi filmler bu işleve hizmet eder.”

Televizyonda yer alan yerli dizilerin eğlence amacı gütmesi yerli dizilerin daha çok artmasına ve ilgi odağı haline gelmesine neden olmuştur. Son zamanlarda televizyonda şiddet haberleri ile karşı karşıya gelmekteyiz fakat bu şiddet haberlerini gördüğümüzde duymaya dahi katlanamadığımız şiddeti boyutuna şahit olmamak için kanalı değiştirmekte olmamıza rağmen akşam haberlerinden yaklaşık bir saat sonra yine şiddet içerikli olan fakat bu sefer dizi adı altında yayımlanan programlarla karşımıza sıklıkla çıkan şiddet olgusu, izleyiciye farklı anlatımlarla sunularak o dizilerdeki yer alan şiddeti sanki normalmiş algısı ile sunularak “şiddetin meşrulaştığını”görmekteyiz.

Meşrulaşma, herhangi bir olay ya da durumun normalleştirilmesidir. Bu bağlamda dizilerde yer alan şiddetin nasıl gösterildiği önemli bir konu olmaktadır.

Çünkü şiddet kimi zaman Alemin Kralı dizisinde olduğu gibi gülme efektleri verilerek uygulanan fiziksel şiddet ve psikolojik şiddet, kimi zaman Hercai dizisinde olduğu gibi ataerkil düzenin gereği olarak gösterilerek uygulanan fiziksel şiddet, kimi zaman Ufak Tefek Cinayetler dizisindeki gibi masumiyet algısı verilerek uygulanan psikolojik ve sözlü şiddet, kimi zaman Doğduğun ev kaderindir dizisinde olduğu gibi kadına yüklenen sorumluluklardan ötürü uygulanan ekonomik şiddet olarak karşımıza çıkmaktadır.

Şiddet, bir fiziksel kuvvet ve ya güç yolunun kullanılarak bir kişiye ya da gruba verilen zarar, çok boyutlu bir yapıya sahip olgudur.

Yani şiddet sadece fiziksel şiddet olarak kalmayıp, yanı sıra psikolojik şiddet, cinsel şiddet, duygusal şiddet ve ekonomik şiddet türleri de bulunmaktadır ve televizyondaki yerli diziler biz izleyicilere bu şiddetin her türlüsünü sunmaktadır.

Bunların yanı sıra, kültürel değerlerimizin ve normlarımızın aktarılmasında böylesine etkili olan bir aracın toplumsallaşma sürecinde yine değer ve normlarımızı kullanarak, kültürel değerlerimizi ön planda tutarak şiddeti izleyici kitlesine sunması haliyle şiddeti meşrulaştırmaktadır.

Görüldüğü gibi yerli dizilerde her boyutu ile yer alan şiddet daha çok fiziksel şiddet olarak ve daha çok kadına yönelik uygulanan bir şiddet olarak karşımıza çıkmaktadır. Şiddet içerikli dizilerde en önemli etken ise bu dizilerin genel izleyici kitlesi ibaresi kullanılarak yayımlanması ve bu bağlamda da her yaştan bireyin izlemesine olanak sağlamaktadır.

Her yaştan bireyin izlemesine olanak sağlanılan ve şiddetin her yönünü barındıran ve şiddete haklı nedenler sunan dizileri televizyona tapar gibi izleyebiliyoruz dolayısıyla şiddetin meşrulaşması ve toplumsallaşmaya etkisi kaçınılmaz hale gelmektedir.

Toplumsallaşma sürecinde yer alan kültürel değerlerimizin aktarımı zaman içerisinde değişime uğraması ile günümüzde de teknolojinin bu denli gelişmesi kitle iletişim araçlarıyla kültürel değerlerin aktarımına ve toplumsallaşma sürecine eşlik etmektedir. Yani sonuç olarak toplumun yapısında rol oynayan ve toplum yapısının özelliklerini yansıtan diziler ve katlanamadığımız o akşam haberlerindeki şiddet içerikli haberleri bizden sonraki nesillere şiddetin aktarımını da sağlayacaktır.

Bu nedenle şiddet içerikli dizilerin bitmemesi ve toplumdaki hemen hemen her bireyin tepkisizce bu dizileri izlemesi, ne yazık ki daha çok katlanamayacağımız şiddet içerikli haberlerle karşı karşıya geleceğimiz anlamını beraberinde getirmektedir. Çünkü biliyoruz ki, şiddet doğuştan getirilen bir özellik değildir. Tam aksine öğretilen, görülen ve her bireyin çevresine aktardığı kaba kuvvettir.