Kırklareli, gittikçe artan sanayi imkanlarıyla pek çok kişi için vazgeçilmez bir alan olma yolunda ilerliyor. Peki sanayinin toplumu nasıl şekillendirdiği hakkında neler biliyoruz? Sanayi devriminden önceki dönemde tarım toplumunun yapısında pazar ekonomisi kavramı henüz ortaya çıkmamıştı ve toplumlar daha ziyade kendi kendine yetebilecek seviyede üretim yapıyorlardı. Ekonomik faaliyetler, esas itibariyle, bir araç niteliğinde olup, daha çok dini inançların ve geleneklerin belirlediği kurallar çerçevesinde yürütülüyordu. Üretim aile içinde, bireyler, hayatı devam ettirebilmek için zorunlu olan gıda ve diğer ihtiyaçlarını temin etmek amacıyla ekonomik faaliyette bulunuluyordu. Sanayi devrimi ile birlikte, bu anlayışta bir değişiklik oldu. Artık ekonomik faaliyet, insanın hayatını devam ettirebilmek maksadıyla bir araç olmaktan çıktı ve amaç haline geldi.

Sanayi toplumunun ortaya çıktığı coğrafyadaki insanlar daha zengin ve müreffeh yaşamayı, daha rahat olmayı ve istek ve arzularını yapılabilir hale getirmeyi tercih etmeye başlamışlardır. Sanayi Devriminin ilk etkisi sanayi ve ticaretin yayılması, kentlerin büyümesi ve servetin artması ile görülmüştür. Bu durum insanların tarım ve imalat sanayinde uzun yıllar kullandığı geleneksel yöntemlerinin yerini alan makineleşmiş ve teknolojiye dayanan üretim şeklinin bir sonucudur. Üretimde makinelerin kullanılmasının etkisi imalat sanayinde, madenlerde ve tarımda kendisini göstermiştir. Örneğin 1740'ta İngiliz madenlerinde sadece 17.350 ton demir çıkarılmakta iken, bu rakam 1910'a gelindiğinde 10.000.000 ton olmuştur

Bu devirde genişleyen sanayi üretiminin hammadde talepleri de aynı ölçüde ve durmadan çoğalmıştır. Maden yatakları, orman kesimi, sanayiye ilişkin her türlü kaynaklar o zamana kadar görülmemiş ölçüde işlenmeye başlanmıştır . Hammaddelere daha fazla ihtiyaç duyulması fabrikaların seri halinde çıkardığı ürünleri yakın ve uzak pazarlara sevk zorunluluğu, modern ulaşım araçlarının kullanılması ile dağıtım şebekesinin genişleme temposunu hızlandırmıştır.

Sanayileşme ile artan üretim sonucu iç pazarın ihtiyacından çok daha fazla elde edilen mallar, katlanan dış talebi karşılamak için kullanılmaktadır. Üretimin sanayileşme ile olağanüstü artması, dış talebin olağanüstü artmasının da bir sonucuydu. Kendi yağı ile kavrulma prensibine dayanan kapalı ekonomi sistemi sanayi toplumunun ekonomik yapısında yıkılmıştır. Sanayi toplumunun ortaya çıkışı her ne kadar üretimde makinelerin kullanılması sonucu sanayileşme ile olsa da, özellikle 15. yüzyıldan sonra başlayan ekonomik gelişmelerin de bu sonuçta etkili olduğu söylenebilir. Sanayi devriminin ilk olarak yaşandığı İngiltere'de ekonomik gelişmeler devrimi hazırlayan en büyük etkenlerdendir. Sanayileşme için gerekli olan koşullar 18. yüzyıl İngiltere'sinde halihazırda oluşmuştur.

Bu koşulların arasında sayılan sermaye birikimi ve dünyanın pazar haline getirilmesi devrimin oluşmasında etken olan ekonomik gelişmelerdir. Özellikle kapitalist anlayışın öne çıkardığı "yüksek kâr" elde etme dürtüsü devrimin itici gücü olmuştur. Böyle bir ekonomik anlayışın eğilimi sadece kâr elde etmeye yöneliktir. Bu ekonominin imalatın yapısını devrimci bir şekilde değiştirmesi, ancak bu yolla elde edilebilecek kârın, önceki yollarla elde edilebilecek kârdan daha yüksek olması durumunda mümkün olabilmektedir. Ancak sanayi öncesi toplumlarda böyle bir durum, yani yüksek kâr elde etme amacıyla üretim yapılması, hemen hemen hiç söz konusu değildir.

Sanayi toplumundaki yüksek kâr elde etme amacı, hayatın tümünü etkileyerek insanların değer ve normlarını buna göre şekillendirmekle kalmamış toplumun tümünde ekonomi başat bir kurum haline gelmiştir. Bu durum uzmanlaşmayı gerektirmiş, artık hiç kimse kendisi için yeterli değildir. Birbirini tamamlayan ve birbirinin işlerini yapamayan organlar gibi sanayi toplumunda da organlardan bahsetmek mümkündür. Sanayi toplumunun ekonomisinde hiç kimse kendisi için gerekli malları üretemez. Birey kendine sanayi ekonomisinin içinde mal veya hizmet üretiminde, ya da dağıtımında bir yer edinir. Sanayileşme ile oluşan yeni toplum yapısında gelişmişliğin temel ölçütü ekonomik kalkınma oranı olmaktadır. Zaman içinde sanayi toplumu kavramı ekonomik gelişmişlikle aynı anlamda kullanılmaya başlanmıştır.

Sanayi devrimi ile oluşan sanayi toplumu, topraktan kopan köylülerin yeni kurulan fabrikaların bulunduğu şehirlere göç etmesi ile oluşmaya başlamıştır. Sanayi devriminin ürünü olan şehirler, sanayi toplumunun sosyo-kültürel yapısını ön plana çıkarmıştır. Şehirlerin doğuşu batı tarihinde yeni bir dönemin başlangıcını getirmiş ve kentsel yaşam, kırsal yaşamın ekonomik örgütlenmesinde devrim niteliğinde değişiklikler meydana getirmiştir