İnsan toplulukları değişime her zaman ve her an meyil duyarlar. Kırklarelili vatandaşlar da bu değişime ayak uyduruyor. Hukuk normlarla toplumun düzenini sağlayan, her toplumun kendine göre mevcut olan kurallarını meşrulaştıran bir unsurdur. Hem topluma şekil verirken hem de toplum tarafından şekillenmektedir. Bu her ikisini yaparken toplumun kendi içindeki geleneklerini, ritüellerini göz önünde bulundurmaktadır.

Hukukun toplum üzerindeki etkisi normlarla kendini gösterebilir. Bu norm toplumun değerlerinden uzak ya da toplumun değerlerine göre yapılmış olabilir. Bu durumda toplumun tepkisi değişiklik gösterebilmektedir. Hukuk bir etki aracı olarak toplumsal değişimlere de neden olmaktadır. Toplumda yapılmak istenen kısa ya da uzun süreli değişiklik için hukuk tercih edilebilir. Hukuk öyle bir araçtır ki, ona başvurmak ilk başta eğitime başvurmaktan, ekonomik gelişmenin ve yönlendirilmiş toplumsal değişimin diğer araç ve yollarına başvurmaktan daha ucuz ve hızlıdır.

Böyle bir durumda hukukun toplumsal değişim üzerinde etkili bir araç olduğu söylenebilir. Eğitimde getirdiği kurallar üzerinden toplumda değişimler yaratabilir. Bunu dolaylı veya doğrudan gerçekleştirebilir. Bu yazıda hukuk toplumsal değişim aracı olarak ele alınmıştır ve eğitimde yapılan yasalar üzerinden açıklanmaya çalışılacaktır.

Hiçbir toplum durağan değildir. Her toplum değişmeyi dönüşmeyi içinde barındırır. Ancak toplumlardaki değişim hızı farklılık gösterir. Tam anlamıyla statik bir toplumun olmaması, geleneksel toplumlarda değişimin olduğu ama çok yavaş cereyan ettiği görülmektedir

Geleneksel toplumlarda değişime, yeniliğe önyargı ile yaklaşılırken daha az gelenekçi diyebileceğimiz toplumlarda ise değişime, yeniliğe daha olumlu yaklaşılır. Yani toplumların değerlerin değişimine verdiği tepkiler farklıdır. Ayrıca toplumlar değişimin hepsini bir anda kabul etmeyebilir. Öncelikle kendi değerlerine yakın olanları kabul edebilirler. Daha sonra da zaman içerisinde diğer değişimleri de kabul edebilirler. Zamanın ilerlemesiyle toplumların tavrı değişiklik gösterebilir. Zamanla toplumların kapalılıktan kurtulup, başka toplumlarla etkileşim içinde olması, ayrıca toplumların değişim ve gelişim göstermesi toplumsal değişmeyi hızlandırmıştır.

Değişimler uzun ya da kısa süreli olabilir. Kısa sürede kendini gösterebilenler olduğu gibi uzun süreli olarak yaşanan değişimlerde vardır. Uzun döneme yayılmış değişimler reform olarak adlandırılır. Reformlar, uzun dönemde yavaş yavaş ve fark edilmeksizin toplumun değişimine yol açan bir dizi küçük değişimdir.

Toplumsal değişim en basit itibariyle toplumun yapısında gerçekleşen değişimlerdir. Bu doğa, düşünce, hareket gibi şeyler olabilmektedir. Değişimin yapılabilmesi için o toplumun tanınması, değerlerinin bilinmesi gerekmektedir. Daha sonra değişimi gerçekleştirebilecek güce sahip olabilen olmalıdır. Değişme süreci tabandan tavana ve tavandan tabana şeklinde olabilir. Önemli olan, tabandan değişme için gereken bilginin ve gerekçelerin gelmesi, tavandaki otoritenin de bu değişmeyi sağlayacak gücü kullanabilmesidir.

Nitekim toplumsal değişmede bu gücü kullanabilecek olan devlettir. Devlet bunu birçok farklı araçla yapabilir. Bunlardan bir tanesi hukuktur. Değişim belli amaçlar, hedefler doğrultusunda yapılmaktadır. Devlet belli amaçlar için hukuk yoluyla meşruluk kazanarak değişim yapabilir. Hukuk aracılığıyla gerçekleştirilen her toplumsal değişimin gerisinde, kanun koyucunun sonuçta gerçekleşmesini umduğu temel bir düşünce, bir hedef, bir amaç mevcuttur.

Yani toplum üzerinde etkili olabileceği söylenebilir. Değişimin toplumsal formasyona yansıması ise toplumsal yaşam ilişkileri, düşünüş biçimleri ve ilişkileri ve toplumsal karar ve yönetişim biçimlerinin değişmesi şeklinde olacaktır.

Toplumsal değişmeler olarak ele alınan değişimler olumsuz ya da olumlu sonuçlar doğurabilir. Yani değişimler toplumlar için faydalı da olabilir veya olmayabilir. Genelde toplumsal değişmeler, dengeli ve kusursuz bir toplum düzeni yaratmak arzusuyla başlar. Gözlemlendiği kadarıyla şimdiye kadar olan çoğu toplumsal değişmede, insan toplumlarındaki ayrıcalıklar biraz daha giderilmiş ve insanın özgürlüğü biraz daha kazanılmıştır