Kırklareli’de yaşamaya başlayalı yaklaşık 7 sene oluyor. Bu süreçte pek çok boş vaktim de oldu. Özellikle pandemi döneminde boş zamanlarımı nasıl değerlendirmem gerektiğini öğrendim. Neulinger kişisel başarı ve kendini gerçekleştirmeye yardım etmede boş zaman ilişkisinin rolü ve aktivitenin özgürlüğünü anlama üzerine vurgu yapar. “Boş zaman içeren anlamlar kendi içinde aktivite yapmayla ilişkilidir, zevk ve haz veren şeyler yapmak gibi ya da herhangi biri için yeteneklerini, kapasitesini, potansiyelini ifade etmektir.” Bu konu bütünsel bir yaşam biçimine vurgu yapar. Bazılarına göre ise yaşam, iş, din, serbest zaman, ailevi aktiviteleri gibi çok fazla bölüme ayrılmaz.
Onun yerine, bütün ilişkiler bir bütünün parçası olarak görülür. Bunlar içinde bireysel kapasiteleri keşfetme diğerleriyle deneyim zenginliğini arttırmak, tam anlamıyla hayat dolu, etkileyici, ilgili, yaratıcı ve kendini gerçekleştirmeyi aramak vardır. Boş zaman hakkındaki bu düşünce, kendini gerçekleştirme de özgürlüğünü fark etme ihtiyacı duyma üzerinde vurgu yapmaktadır.
Pek çok akademisyen, kişinin serbest zaman aktiviteleri yaparken zihninin aldığı durum üzerine görüşler öne sürmüştür. Katılımcılar zorlanmadığında, alınan özgürlükyükselir. İçsel motivasyon kişinin içinden gelir. Dışsal bir ödüle dayanmadığında katılımcının algılanan özgürlüğünün yine yükseldiği görülür. Aynı anda katılımcının tatmini, keyfi de yükselmektedir. Katılımcı yeterli düzeye sahip olduğunu düşündüğünde yine tatmin ve keyif yükselir.
Pozitif etki ise katılımcının katıldığı aktivitenin kendi kişisel ihtiyaçlarına etki ettiğini gördüğünde ortaya çıkar. Bir önceki bölümde paradigmasını verdiğimiz Serbest Zaman Psikolojisi adlı kitabın yazarı Neulinger, serbest zamanda geçen aktiviteleri serbest zamanda geçmeyen aktivitelerden algılanan özgürlük, algılanan zorlanma karşıtlığı ile ayırır. Burada dikkat edilmesi gereken şey, serbest zamanın karşıtının çalışma olmadığıdır.
Serbest zamanın karşıtı yükümlülüktür. İş olamayan ya da iş ile bağlantılı pek çok deneyim bu anlamda boş zaman gibi gözükse de esasen gerçek boş zaman aktiviteleri değildir. Profesyonel bir topçu, para ile ilgili bir durumdan dolayı kendini oynamaya yükümlü hissediyorsa, serbest zaman aktivitesi yapmıyordur. Bunun sebebi, serbest zaman aktivitesi sadece boş zamanda yapılan bir aktivite değil; bir varoluş şekli, hayat felsefesi ve hepsinin üzerinde bir zihin durumudur. Seçme özgürlüğü olmadığı zaman, serbest zaman da yoktur. Neulinger’e göre serbest ve boş zaman arasındaki ayrım, sosyoloji (objektif) ve psikoloji (subjektif) zihin durumu arasındaki ayrıma benzer. Bu anlamda Neulinger, serbest zamanı içeriğine bakmaksızın zihin durumu olarak görür. Pulitzer ödülü sahibi ünlü düşünür, De Grazia da böyle bir serbest zaman tasviri yapar. Fakat Grazia’nın tasviri oldukça kötümserdir: “Serbest zaman varlığın bir durumudur, insanın bir hâlidir, çok az kişi bunu arzular, daha da azı buna ulaşır.” Neulinger ise De Grazia’dan daha iyimserdir.
Tabi ki bu şekilde tanımlandığında her bir alanın kendi içerisinde ayrı ayrı problemleri olduğu görülecektir. Boş zamanı klasik sosyoloji kuramları kullanılarak serbest zaman olarak tanımlamak en temel yaklaşımdır. Bu biçimde yaklaşmanın temel sorunu, bizim zaman dilimleriyle ilgilenmemiz ve öteki kişilerle ilgilenmiyor gibi gözükmemizdir. Örnek olarak iş zamanı, ev işlerinde geçirilen zaman verilebilir. Zihin durumu yaklaşımında ise kişinin bu şekilde bölünmesine gerek yoktur. Tabi ki bir deneyim, zaman dilimi içerisinde gerçekleşecektir.
Öte yandan her şey bir zaman dilimi içinde gerçekleşir. Neulinger, bu noktada Green’in sevgi analizini esas alır. Sevgi, zihnin bir durumudur. Zamanın kategorisi değildir. Çocuğunu ya seviyorsundur ya sevmiyorsundur. Çocuğunu 9.00 ile 9.15 arasında sevmezsin ya da sadece sabahları sevmezsin ya da 12 ile 2 arasında öğleden sonra sevmezsin. Sadece hafta sonlarında sevmezsin.
20. yüzyılın ilk yıllarında oyun ve rekreasyondan insan deneyiminin kutsallığı ya da canlandırıcılığı olarak bahsedilir. Boş zaman ve din arasında açık bir bağlantı olduğu belirtilir. Bu dönemde kutsal son, İsa, Tanrı gibi terimlere sayısız referans yapılmıştır.
Yahudi- Hristiyan perspektifinden yazan, Paul Heintzman ve Glen Van Andel hem iş hem de boş zaman geleneksel olarak, tapınmak ve boş zaman için bir zaman olarak Sabbath hizmeti ile diğer oyun ve işte Tanrı emrinin bir parçası olarak görülür. McDowell’a göre: “Yeni Çağ paradigmaları tarafından, boş zaman deneyimlerini, bir anlamda evren ile birliğini ve her şeyin, mistik ya da manevi duygu ile kendi bağlı olarak aşırı bilinç durumu olarak karakterize eder. Ayrıca kendini gerçekleştirme ve zirvede olmayla benzer olarak manevi deneyimi kolaylaştırabilir.”
John Hultsman eğilimlerimizin, sosyal değerler ve batı felsefi düşüncelerinin bağlamı içinde, boş zaman hakkında düşünmek olduğunu ifade eder. Aslında modern endüstri dünyasında metalaştırma, bürokratikleştirme, şehirleşme gibi bazı etkilerin boş zamanı değerlendirmede zor hâle geldiğini yazmıştır. Biz yaşamamızı baskı altına alan, yoğun, çılgın teknolojinin köleleri hâline geldik. Aslında Batı filozofları ya da Taoizm, Zen-Budizm, Hinduizm, Konfuçyüsçülük gibi dinî inanç sistemleri için boş zaman tamamen farklı bir sistem içinde görünebilir. Bazı ortamlarda yaşam, yapmacık olmaktan ziyade doğal; karışık olmaktan ziyade basit, uyumlu ve daha rahat olma eğilimine sahiptir.